Şato - Kafka

Şato köyün tepesinde, iki katlı taştan gösterişsiz bir yapıydı. Basit, yuvarlak bir kulesi vardı. Bahçesinde bir kilise, bir okul bulunuyordu. Köyden bakılınca sisler içinde kaybolmuştu ve hiç yaşam belirtisi yoktu. Şatonun köy üzerinde büyük korkutucu bir iktidarı vardı. Şatonun sahibi herkesin korkuyla karışık bir saygıyla söz ettiği bir konttu. Halk yalnızca onun yardımcılarının yardımcılarıyla muhatap olabiliyordu. Bay K. Bu şatoya kadastrocu olarak atanmıştı. Köye ulaştı, ama şatoya bir türlü ulaşamadı. Karşısına çeşit çeşit bürokratik engeller çıktı. Üstelik bir kadastrocuya gereksinim olmadığı bu düşüncenin muhtarlık tarafından yazılıp şatoya gönderildiği evrakın ilgili daire yerine yanlışlıkla başka bir daireye gittiği ve daireler arasında kaybolduğu ortaya çıktı. Roman Kafkaesk yapının bütün özelliklerini taşıyor. Keşmekeş, bunaltıcı ortam, iktidar ilişkileri, bürokrasinin anlamsızlığı.Yazar bu son romanını bitirmeden arkadaşı Max Brod’a teslim etmiş. Ona romanın sonunda K. Şato tarafından kabul edilmeden ölsün demiş.