Nasıl Neşet Ertaş bozkırın tezenesi ise bence Mustafa Çiftçi de bozkırın kalemi. Küçük kentlerin orta halli insanlarının öykülerini yazıyor. Eltiler arasındaki kıskançlığı, kaynana gelin savaşlarını, Küçük Emrah’ın ağlaya ağlaya izlenen filmlerini, Tevfik Fikret hayranı babanın Fikret adlı kızını, kara tabak’ın deri kokan oğlunu, elma ağacını ayva sanan ziarat mühendisini, sevgilisine hediye alabilmek için yazın inşaatta çalışan öğrencileri, ev işi varken roman okunur mu diyen anneleri, büyüyüp biyoloci okuyacak hayvan resimlerine meraklı çocuğu, bebekken torununun kendisine babaanne diyemeyip mamay diyen torunundan büyüyünce de kendisine mamay demesini isteyen babaannenin ve diğerlerinin öykülerini güzel güzel anlatmış yine.
Fotoğraf : Sevgi Beyazova
コメント