Saçları topuklarına kadar uzayan Sierva Maria’nın öyküsü. Yedi aylık doğduğu için yaşaması için saçlarını gelin olana dek kesmeyeceğiz diye adanan bebek. Bir markinin kızı. Annesi tarafından sevilmiyor ve kölelerle yaşamaya bırakılıyor. Bir köle ile gittiği panayırda bir kuduz köpek tarafından ayak bileğinden ısırılıyor. Yahudi bir doktor bunun çaresi olmadığını ölene dek onu mutlu etmelerini söylüyor. "Mutluluğun iyileştiremediği hastalığı hiçbir şey iyileştiremez’’ diyor. Her çareye, her büyüye başvuruyor babası. Birgün bir piskopos babasının tanrıya inanmadığını onun için bu felaketin başlarına geldiğini oniki yaşındaki kızı manastıra kapamaları gerektiğini söylüyor. Kızı Santa Clara manastırına götürüyor çaresiz baba. Manastırdaki rahibeler kızın içine cin kaçtığına inanıyorlar. Cin çıkarma ayinleri onun için işkencedir. Yazar bir de aşk öyküsü katıyor işkencenin arasına. Sonunda ortaçağı anlatan güzel bir yapıt çıkıyor ortaya.
top of page
bottom of page
Comments