Yazarın ikinci kitabı. Sait Faik hikaye armağanıyla ödüllendirilmiş. Çok yalın, çok tutumlu bir biçemi var. Bazı duyguları tek bir sözcükle, ya da kısacık yarım kalmış bir cümleyle anlatmış. Kişi betimlemelerine de bayıldım. Duvardan önce pala bıyıklarını boyayan badanacı, kertenkeleleri eliyle tutup "yiycen mi lan?’’ diye arkadaşını korkutan, dünyayı tanımakta zorluk çeken Yasin, ayağında emireri gibi dönüp duran topla sağaçık oynayan Topal’ın oğlu, kazanı patlamak için sabırsızlanan bir bomba gibi sarsılan, buharı amansız trenler gibi geçip giden çaydanlık, cepten çıkarılınca çaresiz kalan, boşlukta sahibini arayan, neredeyse sahipsizlikten titreyen eller, asık suratlı, yaşını başını almış kahverengi bir su aygırına dönüşen dayı, uzun saçlarının arasından boğulmuş kahkahalar gelen abla okurken sevince boğdu beni.
Fotoğraf : Mehmet Beyazova
Comments