Beethoven’in soy ağacında birçok müzisyen vardı. Babası bir tenordu. O sıralar Viyana’da Mozart isimli harika bir çocuğun besteler yaptığını duymuş kendi dört yaşındaki oğlu Ludvig’in de böyle başarılı olması için onu zorlamaya başlamıştı. Kapıyı küçük çocuğun üstüne kilitleyip meyhaneye gidiyor, zil zurna sarhoş geldiğinde çocuğun piyano tuşları üzerinde uyuyup kaldığını görünce on sopayla dürterek uyandırıyor çalışmasını söyleyerek yine kapıyı kitleyip yatmaya gidiyor kapı ancak ertesi sabah açılıyordu. Bu ağır çalışma koşulları Ludvig’in yeteneğiyle birleşince daha 12 yaşındayken orkestraya girdi. Gençliğinde Mozart’tan birkaç ders aldı, Haydn’ın öğrencisi oldu. Yirmili yaşlarda birinci senfonisini yazmıştı. 30 yaşında işitme güçlüğü başladı. Tanınmış bir müzisyen için bunun kötü bir etki yapacağını düşünüp önce herkesten saklamaya çalıştı. İçine kapandı. Ama müziğe devam etti. Birkaç yıl sonra duruma alıştı. Yanında defter kalem taşımaya kendisine söylenenleri yazdırmaya başladı. Kırklı yaşlarda Goethe’yle tanıştı onun şiirlerini besteledi. Tanındı, alkışlandı ama parasızlıktan kutulmadı. Sağırken 9 senfoni, sonatlar, şarkılar besteledi.
Fotoğraf : Sevgi Beyazova
Commenti