
Yazarın çok değişik bir öykü anlatma biçemi var. Şiirle düzyazı arası. Zaten yazar aynı zamanda bir şair. Hani şiirde bir olay anlatılmaz birkaç güzel sözle belirtiliverir ya burada da öyle. Olayın orasından burasından birkaç cümle. Anlaması size kalmış. Yazarın dördücü öykü kitabı. 1990 Yunus Nadi öykü ödülü birincisi. Bir alıntı:
‘’Gülnihal kimdi?
Limon düşünüce nasıl bir çatlama olur damağında, sinema karanlığından güneşe çıkınca bütün gövden nasıl kamaşır, akşam ağaçlıklarında gezinirken nasıl duyarsın bülbülü birden ve nasıl çakılıp kalırsın orda.. Gülnihal hep bunlardı işte.
Bahar demekti: Çiçekler açmaya başladığında duyulan delimsirek sevinçti. Birinin yüzüne salt yüzüne aşık olmaktı. Onu görmeden yapamamaktı. Seyretmekti yalnızca, olsun. Dokunmak bile değil, sevdayla bakmak bakmaktı.’’
Comments