
‘’ Çocukken evimizde bir daktilo vardı, babamındı. Babam o daktiloyu muhtemelen Almanya’da bit pazarından çok ucuz bulduğu için almıştı. O benim oyuncağım gibiydi. Takardım kağıdı basardım tuşlarına tak tak. O kadar hoşuma giderdi ki onun çıkardığı sesler. Kendimin yazar olduğunu hayal ederdim. Küçük, çocukça hikayeler yazardım onunla’’ diye başlamış yazar. Bir kemik iliği aktarım biriminde hemşire olarak çalışıyor. Hastalardan, yaşamdan edindiği izlenimlerden küçük anlatılar çıkarmış. Kadınlık, insanlık, çocuk sevgisi, ve daha birçok konu üzerine denemeler yazmış. Çocukluğundaki evin avlusu, iki belik örülmüş uzun saçlarıyla anneannesi, küçük diye onu oyunlarına almayan kuzenleri, can tatlısı oğulları, başını omuzuna yasladığı babası ile ilgili sıcacık anıları da paylaşmış bizimle.
Comments