Ceza yargıcı Jean Baptist Clemence kendisiyle konuşmaktadır. İyi bir insan olduğunu, tarafsız yargılamalar yaptığını , çevresine ufak tefek iyiliklerde bulunduğunu, herkesin kendisini sevdiğini, kendisinin de hayatı sevdiğini düşünür. Konuşma sürdükçe yaptığı iyiliklerin ardında kendisi için beklentisi olduğunu farkeder. Kendisi hiçbir şey ödemeden herşeyi elde etmek istemiştir. Dost sandığı kişilerin çoğunun yardakçılar olduğunu sezer. ''Kendini bağışlayan kişinin o kutsal masumluğunu'' yitirmiştir. Bir açıkgörüşlülük gelmiştir üzerine. Ancak onların suçunun kendisine hiçbir zarar vermediği zaman suçluların, sanıkların yanında bulunduğunu farkeder. Kendi gözünde yavaş yavaş düşerken okuyucuyu da kendisiyle hesaplaşmaya, keñdi gözünde bulunduğu yerden düşmeye doğru iter.
top of page
bottom of page
Comments