![](https://static.wixstatic.com/media/4607d3_6b40d416bf86407296b5f21f624e0e03~mv2.jpeg/v1/fill/w_768,h_1024,al_c,q_85,enc_auto/4607d3_6b40d416bf86407296b5f21f624e0e03~mv2.jpeg)
Bir şirkette çalışan kahramanımız emekli olur. Emekliliğinde bir bilim kadını olan eşiyle birlikte ABD den Lizbon’a taşınırlar. Arnavut kaldırımı taşlarla döşeli sakin bir sokaktaki asansörsüz evlerine eşi bir bilimsel kongredeyken kocası yerleşir. Eşinin dönüşünü beklemesini öyle tatlı anlatmış ki Emeklilikte haftanın hangi günü olduğu onun için bir muammadır. Kitap okur, köpeğiyle parkta dolaşır, evi düzenler emekliliğin tadını çıkarır. Sabahları işe gitmemenin o uçsuz bucaksız krallığını yaşar. Gardroba karısının ve kendisinin eşyalarını yerleştirir. Bize sevgili karısıyla geçirdiği günleri sevecenlikle anlatır. Onu o kadar özlemiştir ki yemeklerde ona da bir tabak koyar. Müthiş bir yaşlılık, yalnızlık ve özlem öyküsü. Okumalı.
Commentaires