
Osmanlı devrinde cüzzamlıların oturduğu ve bağışlarla beslendikleri tekkeye bu ad verilirmiş. Romanın kahramanı da tembel, miskin biridir. Çalışıp kazanmaktansa dilenerek yaşamayı yeğ tutar. ''Yapıştığı kayalardan kabuklarını etrafın akıntılarına karşı aralayarak kısmetini bekleyen mesut bir midye hayatı'' yaşamak ister. Bu konuda gittikçe ustalaşır. ''Dilencilikte merhamet başta geliyor. Sanatın bütün inceliği o damarı yakalayıp derin derin sızlatmaktır. Tıpkı büyük şairlerde olduğu gibi''. Büyük usta güzel türkçesi, olağanüstü benzetmeleriyle yoksulların, dilencilerin, ķöşklerin yoksullaşmasıyla dışarı atılan Arap halayıkların yaşamını anlatıyor. ''Cet be cet dilenci olanlar için mesele yoktur. Onların dilenmesi çiftçi çocuğunun babadan kalma sabanla toprağı sürmesi kadar tabiidir. Benim gibi mesleğe sonradan girenler için iş değişiyor. Deniz kıyılarında bir takım süprüntülere rastlanır. Ot mudur, yosun mudur, yani karaya mı aittir yoksa denize mi kestirilemez. Dalga onları alır dışarı atar. Gene alır geri getirir.''
30Oya Özdoğan ve 29 diğer kişi
Comments