‘’Hepimizin hayatta geri dönülmez bir noktaya geldiğimiz olur. Nadiren de artık daha ileriye gidemeyebiliriz. O noktaya geldiğimizde sessizce kabullenmekten başka çaremiz olmaz. Böylece hayatta kalmayı başarırız.’’ diyor yazar. Kafka kendisine bu adı seçen on beş yaşında bir ergen. Kafka çekçede karga demekmiş. Romanda da Kafkanın iç sesi karga. Olaylar karşısında onun durumunu yorumluyor, ona yol gösteriyor. Kafka’nın annesi o dört yaşındayken çocuğunu babasına bırakıp gitmiştir. Kafka bu istenmeme, sevilmemiş olma duygusunu hep içinde taşır. Babası da onunla hiç ilgilenmez. Yapayalnız bir çocuk olarak büyür. Kitabın her satırına anne yoksunluğu teması siner. ‘"Biz hepimiz sürekli bir şeylerimizi kaybediyoruz. Fırsatları, olasılıkları, bir daha asla yerini dolduramayacağımız duyguları. Hayatta olmanın bir anlamı da bu", der yazar. Kafka on beşinci yaş gününde evden ve sevmediği babasından kaçar. Bir sahil kasabasına gider. Orada bir özel kütüphanede iş bulur. Kendi kimliğini bulmaya, büyümeye çalışır. Bu arada öykü de çağdaş bir Oidipus öyküsüne evrilir. Elbette Murakami’nin fantastik ögelerini dışarıda bırakmaksızın.
top of page
bottom of page
Comments