Yahya Kemal ‘’bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç’’ demişti. Yazar da birçok sanatçının son fasıllarını nasıl geçirdiklerini anlatıyor. Rilke’nin küçük bir kilisenin bahçesindeki mezarıyla başlıyor Sonra Van Gogh’un bir tarlada karnına bir el silah atımıyla canına kıymasıyla sürüyor. Sonra Leonardo da Vinci’nin Fransa kralı I. Francois’ın kollarında can vermesini anlatıyor. Ardından Albert Camus’nün bir trafik kazasında ölümü. Bir deniz feneri görünce cebine taşlar doldurarak kendini nehre bırakan Virginia Woolf’u anımsıyor. Buchenwald toplama kampını ziyaret ediyor. Soykırımı düşünüyor. Yazar Semprun’u anımsıyor. 20 yaşında bu kampta kalmış sağ kurtulmuş. Polonya’nın haritadan silinmeye çalışıldığı dönemde İstanbul’a gelip ölen şair Adam’I Krakov’da anımsıyor. Prag’da bu kentte bir süre yaşamış olan Nazım Hikmet’I düşünüyor. Son olarak Tolstoy’un izini sürüyor. 1910'da onun ölüme gittiği son istasyona uğruyor. Ölülerin peşinden Bursa’ya gidip padişah ve babaları ya da kardeşleri tarafından öldürülen şehzade türbelerini ziyaret ediyor.
top of page
bottom of page
Comments