İki yüzlülüğün, içten pazarlıklılığın öyküsü. Almanların Fransa’yı işgali üzerine bir grup insan güvenli kentlere doğru yola çıkarlar. Bulundukları arabada üç zengin karı koca, iki rahibe ve bir fahişe vardır. Diğerleri namuslu geçinip fahişeden uzak dururlar, onunla konuşmazlar. Kış koşullarında yol uzayınca herkes acıkır. Fahişeden başka kimse yanına yiyecek bir şey almayı akıl etmemiştir. Açlık uzayınca hepsi fahişenin yiyecek sepetine göz diker. Fahişe yiyeceğini onlarla bölüşmeyi teklif edince hepsi Kabul eder teşekkürlerini sunarlar. Fahişe birden masum bir yol arkadaşı olmuştur. Yol üstündeki bir köyde Alman askerleri arabayı alıkoyarlar. Alman kumandan fahişe kendisiyle yatmazsa hiçbine yol izni vermeyeceğini söyler. Fahişe bir düşmanla birlikte olmaya karşı çıkar. Önce ötekiler bunu doğru bulursa da hapislik uzayınca kıza baskı yapmaya başlar. O gene bencil bir şırfıntı olmuştur. Yazar insanların çıkarcılığını, bencilliğini öyle güzel anlatmış ki okurken ürperiyorsunuz.
Fotoğraf : Mehmet Beyazova
コメント