Doru kısrak küçükken de gösterişli bir taydı. Büyüyünce de çok güçlü bir at oldu. Girdiği bütün yarışlarda birinci geliyor. Sahibi İbraham’a çok para kazandırıyordu. Oniki yaşında artık aynı başarıyı gösteremez oldu. Yaşlandı. O zaman İbraham onu arabaya koştu, döven sürdürdü. Orada da işe yaramadığına karar verince onu yılkıya gönderdi. Yazıda terkedip kurda kuşa yem olmaya bıraktı. Birgün köyün uzağına götürüp taşlayarak orada bıraktı. Doru buna anlam veremedi. Onun arkasından usul usul köye döndü. Her zaman açık olan kapı kapalıydı. Burnuyla itti açılmadı. Sağrısıyla yaslandı. Dönüp iki çifte attı. Kapının menteşelerinden biri söküldü ama açılmadı. Çaresiz dönüp gitti.. Bir duldaya sığındı. Kar yağıyordu. Üşüdü. Acıkmıştı. Ala tayını özlemişti. Başına gelenleri anlamıyordu. Yazar yaşlılığı, terk edilmeyi bir at üzerinden öyle güzel anlatmış ki hayran olmamak elde değil.
top of page
bottom of page
Komentarze